Çocuk­la­rı­mı­za hep sora­rız: “Büyü­yün­ce ne ola­cak­sın?”, “Nasıl bir sınıf­ta öğre­nim gör­mek ister­sin?” gibi kli­şe­leş­miş soru­la­rı. Bu sefer bir deği­şik­lik yapa­lım ve soru­la­rı ken­di­mi­ze sora­lım. Bir diya­log oluş­tu­ra­lım.

- Ne olmak isti­yor­sun?

- Ceva­bım çok net: İns­an olmak isti­yo­rum.

- Zaten insan değil misin?

- Henüz ola­bil­di­ği­mi düşün­mü­yo­rum.

- Sen­ce ne zaman ve nasıl insan ola­cak­sın?

- Ken­dim­den ve dün­ya­dan sıy­rı­lıp zih­nim­de ve kal­bim­de zer­re kadar olum­suz­luk kal­ma­yın­ca.

- Nasıl bir sını­fın olma­sı­nı ister­sin?

Hah, işte şim­di yaz­ma­ya baş­la­ya­bi­li­riz!

Öğret­men­ler için sınıf kav­ra­mı çok deği­şik­lik gös­te­rir ama genel­de ortak pay­da­sı süku­net­tir. Sakin, ses­siz, veli­le­ri anla­yış­lı ve des­tek­le­yi­ci, müm­kün­se mev­cu­du az…

Benim için ise durum biraz fark­lı. Benim önce­li­ğim sını­fı­mın mev­cu­du ya da ses­siz­li­ği değil. Önce­li­ğim sını­fı­mın ener­ji­si ve mut­lu­lu­ğu­dur. Yani önce­lik­le mut­lu ve ener­jik bir sını­fım olma­sı­nı iste­rim. Kapı­sın­dan içe­ri gir­di­ğim anda kafam­da­ki bütün olum­suz düşün­ce­ler uçup git­me­li. Ayak­la­rım asla geri­ye git­me­me­li. Oku­la koşa koşa git­mek iste­me­li­yim. Ders işle­mek benim için bir moti­vas­yon olma­lı. Öyle ki tatil­ler benim için gerek­siz olma­lı. Tüm bun­lar kula­ğa çok güzel geli­yor değil mi? Peki ya oku­lun aka­de­mik yönü… O konu­da bek­len­tim ne olma­lı?

Ben­ce oku­lun asli göre­vi çocuk­la­rı bir son­ra­ki eği­tim kade­me­si­ne hazır­la­mak­tan çok haya­ta hazır­la­mak olma­lı. Bunun en basit yolu da ölçül­me ve sıra­lan­ma kay­gı­sı­nı orta­dan kal­dır­mak ola­cak­tır. Özel­lik­le ilko­kul kade­me­sin­de sınav, test, ödev, sıra­la­ma, ele­me, yarış­tır­ma gibi şey­le­rin asla olma­ma­sı gere­kir. Yarış­tır­ma­yı sade­ce bece­ri ya da sos­yal geli­şim alan­la­rın­da yap­tır­mak makul ola­bi­lir.

Ses­le­ri duyar gibi­yim. “O zaman bu çocuk­lar orta­oku­la geçin­ce bir­den­bi­re sınav­lar­la kar­şı­la­şır­sa dağıl­maz­lar mı?”. Eğer olma­sı gere­ken yapı­lır­sa dağıl­maz­lar. Peki nedir olma­sı gere­ken? Daha beşin­ci sını­fın ilk haf­ta­sın­da “sınıf seç­me” adı altın­da çocuk­la­rı sınıf­lan­dır­ma­mak, aşa­ma­lı ola­rak sınav kav­ra­mı­nı ve ölç­me araç­la­rı­nı kul­lan­mak, yine ‑ne olur­sa olsun- sıra­la­ma­mak ya da ele­me­mek. Siz daha orta­oku­lun ilk aşa­ma­sın­da bir çocu­ğa sen seçil­me­din, yeter­siz­sin eti­ke­ti­ni vurur­sa­nız o çocuk­tan aka­de­mik ola­rak da insa­ni ola­rak da bece­ri ola­rak da bir şey bek­le­me­ye hak­kı­nız yok­tur.

Bili­yo­rum, yaz­dık­la­rım çok hayal­pe­rest­çe geli­yor ama ama­cı­mız insan yetiş­tir­mek­se benim bakış açım bu.

Sür­çü lisan ettik­se affo­la.

Aşa­ğı­ya Pink Floyd gru­bu­nun çok sev­di­ğim bir vide­osu­nu ekli­yo­rum. Ben­ce çok güzel bir sis­tem eleş­ti­ri­şi.